DarkDreameR Admin
Mesaj Sayısı : 74 rep puanı : 1 Kayıt tarihi : 21/03/09 Yaş : 31 Nerden : BURSA
| Konu: Ville' nin almanyada Rockinvasion röportajı (video ve yazılı olarak röportaj) Çarş. Nis. 29, 2009 6:22 pm | |
| http://www.rockinvasion.de/R:Yeni dvd'niz hakkında bilgin var mı?
V:"Bilgin var mı" mı? Ben de dvd'nin içindeyim, bu yüzden evet hakkında birkaç şey biliyorum... Geçen ekimde Los Angeles'da şehrin merkezindeki 20.yy'dan kalma Orpheum Theatre'da çekildi. Orada iki gece konser verdik ve bunlar kaydedildi. Bu kayıtların yayınlanmaya uygun olduğunu düşündük ve yayınladık... Plak şirketi 2005'den beri bir dvd çıkarmamız konusunda bizi zorluyordu artık bu konuda rahatız... Dvd'de sadece biz eski şarkıları, yeni şarkıları ve aradaki her şeyi çaldık. Bazı ekstra şeyler de var. Ben daha bitmiş halini görmedim ama gayet güzel... Ben kapağını çok seviyorum. Edgar Allan Poe'nun "Raven"ı (kuzgun) gibi bir kuzgun bir mikrofonun üzerinde duruyor. Çok güzel gözüküyor, benim hoşuma gitti. Çekimleri Los Angeles'da yapmak istedik çünkü orasının havası çok otantik. Tavandan muhteşem avizeler sarkıyor ve her yerde şamdanlar var. Bu da çok güzel bir ambiyans oldu ve şarkılarımızla daha uyumlu oldu. Normal bir rock klübünden daha iyi. Ayrıca prodüksiyon şirketi ve yönetmen de Los Angeles'daydı ve bu da her şeyi kolaylaştırdı. Onlar çekim öncesi hazırlıklar yapabildiler ve yaklaşık 3000 kişilik bir salon olduğu için her şeyi daha iyi yansıtabilmek için kameralarını yerleştirmek onlar için çok daha kolay oldu. Gayet profesyonelce yapıldı. İlk çekimleri gördüm daha üzerinde oynanmamıştı ve gayet güzel duruyordu. Elbette bütün gruplar konserlerini öncekilerle karşılaştırır ve "New York daha iyiydi..." diye düşünebilirsiniz ama bütün konserleri kaydetmek de mümkün değil…
R:Uzun bir kariyeri sürdürmene rağmen şovu çeken çok fazla kamera olduğunda hala heyecanlanır mısın? Bir şeyleri rezil etmekten korkar mısın?
V:Dvd hakkındaki komik şey de bu zaten, orada çok stresliyim. Bilmiyorum insanlar bunu görebilir mi ama gerçekten çok stresliydim. Bunun sebebi sadece kameralar değil ama. Bu dvd hakkında aylardır konuşuyoruz ve o an yapılacağını biliyoruz. Sahneyi mümkün olduğu kadar mükemmel yapmaya çalıştık, en iyi kıyafetlerimizi giydik ve her şeyin en iyi olması için en küçük şeyleri bile düşündük. Bu küçük şeyler hakkında bu kadar fazla düşünmek kısa sürede çok sinir bozucu olabiliyor bu yüzden aşırı derecede stresliydim. Ama konser gayet güzel geçti. Ama daha üstünkörü olabilirdi, ses sisteminde problem olabilirdi… olabilirdi, olurdu... Hep böyle ihtimaller vardır. Bu bir klasiktir…
R:Görünüşe göre kibirli değilsin. V:Kibir... ne önemi var adamım. Problem değil, ben halimden memnunum. Bir gece önce San Fransisco'da çaldık ve o çok güzeldi. Bilmiyorum,eve gidip televizyonda izlediğinizde her şey daha farklı… Bir konsere geldiğinizde bizi kamera çekimleri kadar yakından göremezsiniz, orası çok daha farklı bir ortam. Bu yüzden elimizdeki çekimler çok iyi. Bu çekimleri Wings of a Butterfly ve The Kiss of Dawn'u da yöneten adam yaptı. Ve o çok iyi bir adam. Diğer dvd'lere göre daha farklı gözüküyor. Sıradan bir dvd gibi sıkıcı olabilirdi,çünkü canlı performans dvd'lerinin büyük çoğunluğu çok sıkıcıdır ve tamamını uykuya dalmadan sadece bir kere izleyebilirsiniz.bütün bir şovu,tek bir kerede...
R:Venus Doom diğer albümlerinizden çok farklı. Adının da söylediği gibi daha ağır ve daha doomy. Yeni ilhamların mı var yoksa ilhamlarını yeniden mi keşfettin?
V:Sadece Lee Dorian ile bir bahse girdim.
R:Cathedral!!
V:Cathedral ile turladık.anathema, mydying bride,paradise lost... bunlarla da turladık…
R:Bu grupları tur için sen mi seçtin?
V:Evet. Ve İngiltere’yi Cathedral ve Anathema ile turladık. .. Ben oldschool dinleyerek büyüdüm. Ve eskilerden en iyisi Black Sabbath, Candlemass de olabilir,Trouble.. Yenilerden Type 0 Negative ve Electric Wizard. Onların albümü en iyi rock albümü bence. Muhteşem, gerçekten… O albümü dinlediğimde müzisyenliği bırakmayı düşündüm...(korkmayın şaka) Bu geçmişte sık yapmadığımız bir şeydi (asıl soruya döndük...) Biz yeni bir şeyler hissetmek istedik, en azından kendimiz için. Çok yavaş doomy riffler kaydetmeye başladık ve bunu yaparken gülmekten öldük çünkü çok iyi vakit geçirdik. Kulağa ilginç geliyor ve böyle olması gerekir. Stüdyoda diğer elemanlarla müzik yapmanın sizi kendinizden geçirmesi gerek yükseklerde olmalısınız iyi bir provadan sonra. Ve biz slow doomy riffleri kaydederken de böyle oldu. Albüm için yazdığım şarkıları sadece bir akustik gitar ve vokale indirgerseniz pop şarkıları gibiler. Bu yüzden müziğin görkemli olmasını istedik, pop kısmını dengelemesi için... Mesela Passions Killing Floor’daki gibi… Nakaratı tam 80’lerin pop müzikleri gibi... 80’lerin pop şarkılarını severim, onları da dinleyerek büyüdüm ve bu iki türü karıştırmak çok hoştu...
R:Slow rifflerle mi?
V:Evet çünkü bu vokal ve klavyeyle "poppy" olabileceğinizi ama aynı zamanda arkada etkileyici elektro gitarlar bulundurabileceğinizi gösteriyor. Ve bu çok iyi bir denge oldu. Bu aslında albümün ana fikriydi. Bazı insanlar bunu anladı ve bunun için sevinçliyim, bazıları da anlamadı ama önemli değil, her zaman sonraki albüm vardır…
R:Plak şirketi albüm için hazırladığınız ilk demoları dinlediğinde bir problem çıktı mı?
V:Çok beğendiler. Ve bizim için plak şirketleriyle anlaşmak her zaman çok kolay oldu,nedenini bilmiyorum ama bu konuda çok şanslıyız ve bu yüzden hiç büyük kavgamız olmadı..
R:Neden Tim Palmer'ı seçtiniz peki? Çalıştığı sanatçıların müzik türleri çok farklı olduğu, deneyimli olduğu için mi?
V:Ucuz olduğu için..
R:Ucuz olduğu için mi? Ben Ozzy Osbourne gibi iyi isimlerle çalıştığı için olabilir diye düşünmüştüm. Ama Tim Palmer'ın ucuz olduğunu hatırlayacağım…
V:Öyle ucuz değil. İş bir bira almaya geldiğinde hiç hesabı ödemez…
R:Demek bu yüzden ucuz dedin. Şimdi anladım.
V:Tim Palmer hiçbir yönden ucuz değil, ama aynı zamanda aşırı pahalı da değil.Tim Palmer'a ilk defa Love Metal üzerinde çalışırken gitmiştik ve Love Metal'i yaptı ve Los Angeles stüdyolarında onunla ilk tanışmamız o zamandı. Onunla çok rahat çalışmıştık bu yüzden sonraki albümü de onunla çekmeye karar verdik. Dark Light Los Angeles'da kaydedildi ve New York’ta son düzenlemeleri yapıldı ve o çok iyi çalıştı. Ama Venus Doom'da bir ko-prodüktör getirerek farklılık yapmak istedik ve Greatest Lovesongs volume 666 albümünde muhteşem işler çıkaran Hiili Hiilesma da albüm çalışmalarına katıldı ve böylece bir bileşimimiz oldu. Tim asıl adamdı ama Hiili ve grup birlikte muhteşem işler çıkarttılar. Hiili sert gitar rifflerini ve doomy gitar sololarını sever ve bu yüzden çok başarılı olduk ve sonuçtan hepimiz memnunuz. Söylediğin gibi Tim Palmer bir çok farklı türü kendinde barındırıyor...
R:H.I.M. sorularını tamamladık. Sıra Ville Valo sorularında...
V:Ne öğrenmek istiyorsun?
R:Neredeyse yüzlerce grupla ortak çalışmaların oldu…
V:Yüzlerce(adamla dalga geçiyor)
R:En azından yirmi ya da otuz tane vardır ama….
V:İnsanlar fazla olduğunu düşünüyor ama birlikte çalıştığım grup sayısı hiç de fazla değil.
R:En sevdiğin çalışma hangisi?
V:Bir işi yapmak için her zaman bir nedeniniz vardır... Bazen bir arkadaşınız rica ettiği için yaparsınız, bu bir iyilik olur; bazen sıkıldığınız için yaparsınız, bazen de o çalışmanın ortaya çıkmasında katkınız olduğu için yaparsınız. Bu yüzden hepsi birbirinden farklıdır… En sevdiğim.... Vokallerimin bir Cradle of Filth albümünde yer aldığını bilmek çok hoş, büyük bir Cradle of Filth hayranıyım. Gitaristimiz Linde'nin solo albüm çalışmasında bateri çalmıştım ve bunu yapmak çok hoştu.
R:Normalden farklı mıydı?
V:Evet. Her gün sarhoş olurduk, içki ve ter kokardık ve bu harikaydı… Ama her yaptığım çalışma için farklı bir nedenim var... Bazı gruplara back vokal yaptım ve bunun tek sebebi onlar şarkıyı kaydederken sigara ve bira içmek için stüdyoda bulunuyor olmamdı. Birkaç oooh ve aaaah yaptım...
R:Peki summerwine'ı neden yaptın? Cradle of filth'den çok farklı bence? Eğlenceli bir çalışma mıydı?
V:Şarkıyı ben yazmadım bu yüzden o projeden çok fazla para almadım ama o şarkı bir klasik. Filmi anlattılar biraz ve sonra soundtrack için seçilebilecek birkaç şarkı dinledik ve summerwine olmasına karar verdik. Çünkü güzel bir parça ve ben şarkıyı söyleyebiliyordum. Ama benim bu projeyi kabul etmemde asıl sebep bu değildi. Stüdyo Hamburg'daydı ve benim de Hamburg'da birkaç arkadaşım var. Sadece oraya bedava uçmak, otelde bedava kalmak ve arkadaşlarımla parti yapabilmek için gittim.
R:Yani arkadaşlarınla takılmak için..
V:Evet. Arkadaşlarımla Hamburg'da takıldım. Benim için bundan ibaretti. Teklifi almak çok hoştu ve herkes profesyoneldi, aynı zamanda eğlenceliydi de, ama yine de sonuçta basit bir şarkı ve sadece 3 ya da 4 saatte işim bitti. Sonra da bara gittim…
R:Ama video çekimi de vardı…
V:Video çekimi sırasında sarhoştum... Klip çekiminden önce sadece 2 saat uyudum ve berbat bir halde direk stüdyoya gittim. Gerçi klipte de rezil gözüküyorum ama o uzun bir gündü. Ama benim için hoş bir hafta sonu oldu, yapmak için iyi bir işti. Daha önce soundtrack parça yapmamıştım…
R:Join me in Death?
V:Join me in Death de bir soundtrack ama şarkı film için yapılmadı (13th floor). Biz şarkıyı zaten kaydetmiştik ve onlar gelip bize filme uygun parçamızın olup olmadığını sordular. Onlara birkaç parça çaldık ve onlar Join me in Death'i beğendiler. Yani şarkı filme sonradan eklendi. Aynı Transformers'daki gibi… Onlar bizden müzik istediler biz de Passions Killing Floor'u kullanabileceğimizi düşündük. Filmde sadece 10 saniye çalınıyor sanırım, süresi önemli değil; sonuçta soundtrack albüm içerisinde... Farklı insanlarla çalışmanın iyi olabileceğini düşündüm ve bunlar yüzünden Summerwine'ı söyledim…
R:Şarkıyı seçmeden önce filmi izledin mi?
V:Hayır çünkü ingilizce altyazılı değildi ve filmi bu yüzden hiç izlemedim…
R:Natalia Avelon'u önceden tanıyor muydun?
V:Hayır tanıdığım söylenemez. İskandinavya'da pek tanınmıyor. Yakın arkadaşlarımdan biri bana her şeyi açıkladı ve bu yüzden ilginçti. Bazen kendini akıntıya bırakman gerekiyor. Eğer bir proje hakkında iyi hissediyorsan o projeyi gerçekleştirmelisin. Zaten kaybedecek hiçbir şeyim de yoktu. Film hiç başarı yakalayamasa bu benim suçum olmazdı. aynı şekilde film çok büyük bir başarı yakalasa bu benim ihtişamımdan olmazdı... Bu yüzden kazançlı bir çalışmaydı. Profesyonel insanlarla tanıştım, güzel bir bayanla klasik bir şarkıyı seslendirdim,ve bir de buna bir klip çektim. Ama klibin Avrupa'da aylar boyunca gösterilmesi hepimizi şaşırttı. Mesela Yunanistan'da şarkı 11 hafta boyunca 1 numaraydı. Bu çok çılgınca. Ve aynı zamanda da garip… Sonuçta sadece bir soundtrack parçası. Evet güzel bir parça, sayesinde partimi de yaptım ama listelerde yer alması şaşırtıcıydı. Bir albüm yapmak için aylarca, hatta yıllarca uğraşabilirsiniz ama hiç listelere girmez ve bence bu garip…
R:Rehabilitasyondan konuşma konusunda rahat mısın?
V:Evet tabi ki de. Benim için gerçekten kötüydü, çok fazla içiyordum ve doktorlar içkiyi bırakmazsam öleceğimi söylediler ve ben kendimi durduramayacak bir konumdaydım çünkü yapılacak çok iş vardı ve stresi azaltmak için hep bara gidiyordum. Kapının önünde boş 6'lı bira şişeleri oluyordu ve Her sabah kusuyordum. Stüdyoya gitmeden önce bir 6'lı daha içiyordum, sırf ne yaptığını anlamak için ve bir fıçı bira ya da yarım şişe vodka içmediğim zamanlarda berbat oluyordum. İçtiğim zaman yemek yemediğimden fiziğim berbat bir durumdaydı ama ben her şeye iyi yanından bakan adamlardanım bu yüzden rehabilitasyona gitmekte bir problem yoktu benim için. Bir deneyimdi, bir tatildi benim için…
R:Ne kadar sürdü? V:Bir ay. O zamandan beri ayığım. Yani yaklaşık 9 aydır. Ve bu 14 yaşımdan beri ayık olarak kalabildiğim en uzun süre ve bu yüzden benim için çok uzun bir zaman… Artık daha sağlıklıyım, daha iyi uyuyorum, daha iyi şarkı söylüyorum… Bunlar iyi, ama aynı zamanda ayık olmak sıkıcı da…
R:Hangi durumlarda ayık kalmak senin için zorlaşıyor? Evdeyken mi yoksa turdayken mi?
V:Ayık kalmak konusunda hiçbir problemim yok (çok ciddi). Ama hayat çok sıkıcı özellikle zor kararlar alırken stres altında oluyorsunuz. Ve yaklaşık dört buçuk aydır turnedeyiz, 80'e yakın konser verdik. Her bir konser yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. Bu da yüzlerce saat eder ama turnede harcadığınız zaman yanında önemsiz kalıyor. Ama yapabileceğimiz bir şey yok... | |
|